AŞK KÖPEKLİKTİR.
Ahmet Ümit bir öykü kitabıyla karşımıza çıkıyor. Kitap ilk kez 2004 yılında yayınlanmış. 13 yıl geç kalmışım. Aslında ben her şeyin yeri ve zamanında olduğuna inanırım. Belki de 13 yıl önce okusaydım, böyle etkilenmezdim.
Ahmet Ümit aşk ile ölüm nasıl bir araya, bu kadar uyumla gelebilirse getirmiş. Yine cinayet ve ölümden vazgeçmemiş ama aşk ile öyle bir uyumla işlemiş ki, tadı damağında kalıyor.
Kitapta 10 tane aşk öyküsü var. Hepsi etkileyici ve iz bırakıcı. Hepsi farklı tatlarda, hepsinin konusu birbirinden çarpıcı. Özünde aşk varken, içeriğinde aldatma, tutku, hayattan vazgeçişi izliyorsunuz. İzliyorsunuz çünkü Ahmet Ümit'in her zamanki akıcı dili, kısa öykülerle birleşince ne zaman başlayıp, ne zaman biteceğini kestiremeyeceğiniz bir kitap halini alıyor.
İlk hikaye ile birlikte kitap alışılmış aşk öykülerinin dışına çıktığını anlatıyor.İkinci hikayede kullanılan metaforla kendinize gelemiyorsunuz. Ütopya hikayesi ise 3000 yılındaki İstanbul'u anlatıyor. Tertemiz bir Haliç'te denize giren insanlar beni aldı başka dünyalara götürdü. Ahmet Ümit'in fütüristlik özelliğini bu hikayede görüyoruz.
En son Stephan'ın hikayesi ile biten kitap ,ki en uzun hikaye, unutulmayacak kitaplar arasına giriyor.
Kitabı bir kategoriye dahil etmek isterseniz, edemezsiniz, gerilim, cinayet, aşk . Nereye koysanız uyar, nereye koysanız eksik.
Ahmet Ümit bir öykü kitabıyla karşımıza çıkıyor. Kitap ilk kez 2004 yılında yayınlanmış. 13 yıl geç kalmışım. Aslında ben her şeyin yeri ve zamanında olduğuna inanırım. Belki de 13 yıl önce okusaydım, böyle etkilenmezdim.
Ahmet Ümit aşk ile ölüm nasıl bir araya, bu kadar uyumla gelebilirse getirmiş. Yine cinayet ve ölümden vazgeçmemiş ama aşk ile öyle bir uyumla işlemiş ki, tadı damağında kalıyor.
Kitapta 10 tane aşk öyküsü var. Hepsi etkileyici ve iz bırakıcı. Hepsi farklı tatlarda, hepsinin konusu birbirinden çarpıcı. Özünde aşk varken, içeriğinde aldatma, tutku, hayattan vazgeçişi izliyorsunuz. İzliyorsunuz çünkü Ahmet Ümit'in her zamanki akıcı dili, kısa öykülerle birleşince ne zaman başlayıp, ne zaman biteceğini kestiremeyeceğiniz bir kitap halini alıyor.
İlk hikaye ile birlikte kitap alışılmış aşk öykülerinin dışına çıktığını anlatıyor.İkinci hikayede kullanılan metaforla kendinize gelemiyorsunuz. Ütopya hikayesi ise 3000 yılındaki İstanbul'u anlatıyor. Tertemiz bir Haliç'te denize giren insanlar beni aldı başka dünyalara götürdü. Ahmet Ümit'in fütüristlik özelliğini bu hikayede görüyoruz.
En son Stephan'ın hikayesi ile biten kitap ,ki en uzun hikaye, unutulmayacak kitaplar arasına giriyor.
Kitabı bir kategoriye dahil etmek isterseniz, edemezsiniz, gerilim, cinayet, aşk . Nereye koysanız uyar, nereye koysanız eksik.
Aşk kitapları mı arıyorsunuz? Tıklayın: aşk kitapları
YanıtlaSil