İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ - SUNAY AKIN
Şuan oyuncak müzesindeyim , böyle etkileyici ve ilham verici yerdeyken , hemen paylaşımımı yapayım dedim.
Gece 12 olmadan ,büyü bozulmadan. Biz ki Gaziantep oyuncak müzesini görünce etkilenen, kendine gelemeyen defalarca gezen bir insanken , şuan 1,5 saatim geçmiş ve burada çıkmak istemiyorum.
1780 den başlayan oyuncak turu 1980 yıllarında sona eriyor, Dedemin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin oynadığı oyuncak dicem ama maalesef Alman çocuklar bunu diyebilir, bizim dedelerimizin topaçtan başka oyuncağı yoktu.
Oyuncaklar temalara gore ayrılmış ve her bir oda temalara göre ayrılmış. Küçük büyük ayrıntı dünyasında kayboluyorsunuz.
Temalardan başlayalım , Uzay teması , 1930 yıllarında Uzak oyuncaklarıyla oynayan çocukların , Büyüyünce Nasada çalışmasına şaşırmamak lazım.
Zaten gelişmemiş ülkelerin çocuklarına oyuncak, oyalansınlar diye verilirken, gelişmiş ülkelerde , ufukları genişlesin diye verilir.
Tren teması, en etkili olanlardan, compartıman gibi hazırlanmış, en ince ayrıntısına kadar düşülmüş. Camdan sarkmak tehlikelidir, yazısı olan camdan, merdivenine kadar. Bu trenle zaman yolculuğu yapıyorsun. Bu yolculukta kendini Hiroşimada buluyorsun, bombadan sonra yanan bir okuldan geriye kalan parçalar arasında .
Benim en beğendiğim bölümler arasında dünyadaki oyuncaklar arasında Türk teması olanların ayrı bölümde toplanması.
İstanbul oyuncak müzesi aldığı ödüllerin hepsini hak ediyor hatta daha fazlasını. Sunay AKIN'ın ellerine sağlık. Şuan cayır cayır kentsel dönüşümle yanan İstanbul'dan çok güzel bir konağı bize kazandırmış.
Şuan oyuncak müzesindeyim , böyle etkileyici ve ilham verici yerdeyken , hemen paylaşımımı yapayım dedim.
Gece 12 olmadan ,büyü bozulmadan. Biz ki Gaziantep oyuncak müzesini görünce etkilenen, kendine gelemeyen defalarca gezen bir insanken , şuan 1,5 saatim geçmiş ve burada çıkmak istemiyorum.
1780 den başlayan oyuncak turu 1980 yıllarında sona eriyor, Dedemin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin oynadığı oyuncak dicem ama maalesef Alman çocuklar bunu diyebilir, bizim dedelerimizin topaçtan başka oyuncağı yoktu.
Oyuncaklar temalara gore ayrılmış ve her bir oda temalara göre ayrılmış. Küçük büyük ayrıntı dünyasında kayboluyorsunuz.
Temalardan başlayalım , Uzay teması , 1930 yıllarında Uzak oyuncaklarıyla oynayan çocukların , Büyüyünce Nasada çalışmasına şaşırmamak lazım.
Zaten gelişmemiş ülkelerin çocuklarına oyuncak, oyalansınlar diye verilirken, gelişmiş ülkelerde , ufukları genişlesin diye verilir.
Tren teması, en etkili olanlardan, compartıman gibi hazırlanmış, en ince ayrıntısına kadar düşülmüş. Camdan sarkmak tehlikelidir, yazısı olan camdan, merdivenine kadar. Bu trenle zaman yolculuğu yapıyorsun. Bu yolculukta kendini Hiroşimada buluyorsun, bombadan sonra yanan bir okuldan geriye kalan parçalar arasında .
Benim en beğendiğim bölümler arasında dünyadaki oyuncaklar arasında Türk teması olanların ayrı bölümde toplanması.
İstanbul oyuncak müzesi aldığı ödüllerin hepsini hak ediyor hatta daha fazlasını. Sunay AKIN'ın ellerine sağlık. Şuan cayır cayır kentsel dönüşümle yanan İstanbul'dan çok güzel bir konağı bize kazandırmış.
Yorumlar
Yorum Gönder