BEBEK UÇAKTA!
Hani uçakta, otobüste, ağlayan, sağa sola sataşan bebekler vardır ya, hani içten içe kızarsınız, annesi babası sahip çıksın dersiniz. İşte o anne babadan biriyim artık, ben de sizin gibi daha 2 sene önceye kadar o anne babaya kızgın gözlerle bakıyordum, öfleyip, pufluyordum. Ama şuan çaresizliğin dibindeyim, Bu yazıda size iki bakış açısı anlatacağım, biri çaresiz anne, diğeri sıkılmış bebek bakış açısı ,umarım empati kurarsınız.
İlki, bekarken valizini hazırla çık , susarsan diye su al, bu kadardı yolculuk, çocukla ise ,sütü hazır mı? Yedek kıyafet, yedek bez, ayakkabısı ayağında mı? Hazırlıkları yapacaksın. Öncelikle kucağında bebek, taşımaktan sırtın ağrımış, yürüyorsa, bırakırsın bu sefer koşar , arkasından yetişirsin , kucağına alırsın bağırır, kendini yerlere atar, mama sandalyesine oturtursun bağırır, bazıları bebek arabasına hiç binmez. Artık peşinden koşmaktan ve kucağında taşımaktan bir hal olmuşsundur ve o hala bağırır, sağda solda gördüklerini ister, artık elini ayağını tutasın gelir, ama dokunsan bağırır. Bu arada farkındaysanız , daha uçağa binmediler, eğer uçak rötarlıysa o anne babanın vay haline , bebeği oyalamak için tüm oyuncaklar çıkar ortaya, ama bebek sıkılmış , tüm oyuncakları yere atar, anne baba bir umut gazete dergi ne bulursa getirir ama bebek onları sadece yırtar, uçağa binince anne bebeğin kucağında mışıl mışıl uyuyacağını sanır ama bebek uçak inene kadar uyumaz, yürümek ister, ayağa kalkmak ister , bu arada ön ve arka koltuklara oyun yapar, beklediği ilgiyi göremezse saldırır, saçlarını çeker , bu arada anne baba hem eğitim vermeye çalışır hem perişan olur. Yazık onlara.
Ya bebekleri düşünün, her şeyin yasak olduğu bir havaalanı, nereye gitsek başına bir iş gelebilir, havasız, kalabalık, acelesi olan insanların negatifliği, hiç oyuncak yok, nereyi merak etse , keşfedecek olsa hayır diyen anne baba. Sonra uçağa bindiğinde daracık alan, yürüyemez, ayağa kalkamaz, hatta anne babasının kemerine bağlı, kıpırdayamaz, iç güdüsel olarak keşfetmek ister ama bir çok engel vardır. Arkadaki öndekiyle oynamak ister ama karşılık alamaz bu sefer dikkat çekmeye çalışır. Yazık onlara.
Empati kurun lütfen! Hiç bir anne baba bunlar olsun istemez , hiç bir seyahatini böyle hayal etmez.
Benin çocuğum öyle değil, gayet, susar oturur, beni hiç yormaz diyen anne babalara cevaben ne mutlu size.
Hani uçakta, otobüste, ağlayan, sağa sola sataşan bebekler vardır ya, hani içten içe kızarsınız, annesi babası sahip çıksın dersiniz. İşte o anne babadan biriyim artık, ben de sizin gibi daha 2 sene önceye kadar o anne babaya kızgın gözlerle bakıyordum, öfleyip, pufluyordum. Ama şuan çaresizliğin dibindeyim, Bu yazıda size iki bakış açısı anlatacağım, biri çaresiz anne, diğeri sıkılmış bebek bakış açısı ,umarım empati kurarsınız.
İlki, bekarken valizini hazırla çık , susarsan diye su al, bu kadardı yolculuk, çocukla ise ,sütü hazır mı? Yedek kıyafet, yedek bez, ayakkabısı ayağında mı? Hazırlıkları yapacaksın. Öncelikle kucağında bebek, taşımaktan sırtın ağrımış, yürüyorsa, bırakırsın bu sefer koşar , arkasından yetişirsin , kucağına alırsın bağırır, kendini yerlere atar, mama sandalyesine oturtursun bağırır, bazıları bebek arabasına hiç binmez. Artık peşinden koşmaktan ve kucağında taşımaktan bir hal olmuşsundur ve o hala bağırır, sağda solda gördüklerini ister, artık elini ayağını tutasın gelir, ama dokunsan bağırır. Bu arada farkındaysanız , daha uçağa binmediler, eğer uçak rötarlıysa o anne babanın vay haline , bebeği oyalamak için tüm oyuncaklar çıkar ortaya, ama bebek sıkılmış , tüm oyuncakları yere atar, anne baba bir umut gazete dergi ne bulursa getirir ama bebek onları sadece yırtar, uçağa binince anne bebeğin kucağında mışıl mışıl uyuyacağını sanır ama bebek uçak inene kadar uyumaz, yürümek ister, ayağa kalkmak ister , bu arada ön ve arka koltuklara oyun yapar, beklediği ilgiyi göremezse saldırır, saçlarını çeker , bu arada anne baba hem eğitim vermeye çalışır hem perişan olur. Yazık onlara.
Ya bebekleri düşünün, her şeyin yasak olduğu bir havaalanı, nereye gitsek başına bir iş gelebilir, havasız, kalabalık, acelesi olan insanların negatifliği, hiç oyuncak yok, nereyi merak etse , keşfedecek olsa hayır diyen anne baba. Sonra uçağa bindiğinde daracık alan, yürüyemez, ayağa kalkamaz, hatta anne babasının kemerine bağlı, kıpırdayamaz, iç güdüsel olarak keşfetmek ister ama bir çok engel vardır. Arkadaki öndekiyle oynamak ister ama karşılık alamaz bu sefer dikkat çekmeye çalışır. Yazık onlara.
Empati kurun lütfen! Hiç bir anne baba bunlar olsun istemez , hiç bir seyahatini böyle hayal etmez.
Benin çocuğum öyle değil, gayet, susar oturur, beni hiç yormaz diyen anne babalara cevaben ne mutlu size.
Yorumlar
Yorum Gönder